1 Şubat 2022 Salı

Recep ayı önemi nedir, ne anlama gelir? Recep ayı anlamı ve önemi - Habertürk - Anlamı

Recep ayının anlamı ve önemi

0:00 / 0:00

Recep, Şaban ve ramazan ayları ibadet ve maneviyat açısından diğer aylara göre daha üstün bir şeref ve fazilete sahiptir. Peki, Recep ayında yapılması gerekenler nelerdir? Recep ayının önemi nedir? İşte, Recep ayı ile ilgili tüm bilgiler...

RECEP AYI'NIN ÖNEMİ VE ANLAMI

Receb ayının ilk Cum’a gecesine Regâib gecesi denir. Bazı âlimlerin açıklamasına göre, Peygamber Efendimiz -sallâllâhu aleyhi ve sellem- bu gece pek çok rûhânî ahvâl ve ikrâma kavuşmuş olmakla, Yüce Allâh’a şükür için on iki rekat namaz kılmıştır.

Peygamber Efendimiz’in -sallâllâhu aleyhi ve sellem- bu Regâib gecesinde, ana rahmine düşmüş olduğuna dâir olan bir rivâyet uygun görülmemektedir. Çünkü bu gece ile Hazret-i Peygamberimizin doğumu arasındaki zaman, bu hesaba aykırı düşmektedir. Ancak Hazret-i Âmine’nin, Peygamber Efendimiz’e hâmile kaldığını bu gece anlamış olması düşünülebilir. Sebep ne olursa olsun, bu gece pek mübârek bir gecedir.

Zaten Regâib; istenilen, değeri çok olan, bağış, ihsân, ikrâm ve nefis şeyler demektir. “Râğibe” kelimesinin çoğuludur. Bu geceyi ibâdetle geçirmenin sevâbı çok büyüktür.

Bu geceyi hakkıyla idrak edebilmek için Receb ayının ilk Perşembe gününü oruçlu geçirmek, gecesinde de akşamla yatsı arasında iki rekâtta bir selâm verecek şekilde on iki rekât namaz kılmak, Allah Rasûlü tarafından tavsiye edilmiştir.

Allâh’ım! Bizlere bu mübârek tevbe ayından affolarak çıkmayı nasîb eyle. Allâh’ım! Receb ve Şaban ayını bize mübârek kıl ve bizi Ramazan’a ulaştır. Âmin.

RECEP AYININ FAZİLETİ

“…Şüphesiz Allah, çok tevbe eden ve çok temizlenenleri sever.” (el-Bakara, 222)

Bizlere şu fânî ömrümüzde bir kez daha üç aylara erişebilmeyi nasîb eden sonsuz rahmet ve merhamet sahibi Cenâb-ı Hakk’a nihâyetsiz hamd ü senâlar olsun.

Rasûl-i Ekrem Efendimiz; “Receb Allah’ın ayı, Şaban benim, Ramazan ümmetimin ayıdır.” buyurarak üç ayların bizler için ne kadar kıymetli bir hazine olduğunu ifade buyurmuşlardır.

Peygamberler dışında her insan hata yapar, günah işler. Kişiye düşen görev, düştüğü yanlıştan yüz çevirerek Hakk’a ilticâ etmek ve pişmanlığını îtiraf ederek dil, kalp ve beden ile bu yanlışını temizlemeye çalışmaktır.

Peygamber Efendimiz -sallâllâhu aleyhi ve sellem- bu hakikati şöyle ifade buyururlar:

“Her insan hata eder. (…) Hata edenlerin en hayırlısı, tevbe edenlerdir.” (Tirmizî, Kıyâme, 49)

Hata etmemek, hatasız kul olmak mümkün değil. Rabbimiz de bize bu hatalarımızdan temizlenme kapısı olan “tevbe”yi, ölüm ânına kadar açık bırakmış. Fakat tevbeyi erteleyip durmak doğru değil!.. Çünkü ölümün ne zaman geleceğini hiçbirimiz bilmiyoruz.

Akıllı insan, her vakti ganimet bilerek pişmanlık içinde tevbeye yapışır. Geçmişini temizlemek için fırsatları kollar. Gecikmeden, geciktirmeden, hataların peşi sıra hemen tevbe eder. Mü’minin hâli, hatayı müteâkip hemen tevbe etmek faziletiyle, azgın günahkâr ve kâfirlerden ayrılır. Çünkü günâhı kanıksamış olan bu kimseler, îman ve tevbe etmeyi habire erteler dururlar. Karşılarına ölüm meleği geldiği zaman da çaresiz ve günahlar içinde âhirete göçerler.

Allah Teâlâ, makbul tevbe ile reddedilecek tevbeyi şöyle haber vermektedir:

“Allâh’ın kabul edeceği tevbe, ancak bilmeden kötülük edip de sonra tez elden tevbe edenlerin tevbesidir. İşte Allah bunların tevbesini kabul eder. Allah her şeyi bilendir, hikmet sahibidir.

Yoksa kötülükleri yapıp yapıp da içlerinden birine ölüm gelip çatınca, «Ben şimdi tevbe ettim.» diyenler ile kâfir olarak ölenler için (kabul edilecek) bir tevbe yoktur. Onlar için acı bir azap hazırlamışızdır.” (en-Nisâ, 17-18)

Adblock test (Why?)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder