9 Ocak 2022 Pazar

YASİN SURESİ OKU – Yasin Suresi Arapça Yazılışı, Anlamı (Diyanet Meali), Türkçe Okunuşu ve Fazileti – Yasini... - Habertürk - Anlamı

Kur'an-ı Kerim'in 36. suresi olan Yasin Suresi, Mekke döneminde inmiştir. İniş sırasına göre 41. suredir ve 83 ayetten oluşur. Yasin suresi, adını ilk ayeti oluşturan “Ya-Sin” harflerinden almıştır. Yasin Suresi, halk arasında “Yasin-i Şerif” olarak da bilinir. Birçok kaynakta, Yasin Suresi duası faziletleri, anlamı ve meali ile ilgili önemli bilgiler yer alır. Yasin Suresi okunuşu bilmek önem arz eder. Yasin Suresi okunuşu sık sık yapılmalıdır; çünkü bu surenin faziletleri ve faydaları olduğuna inanılır. Ayrıca, “Kur’an-ı Kerim’in kalbi” olarak nitelendirilir. Ezberlemek ve dinlemek isteyenler için Yasin suresi anlamı (meali), Arapça yazılışı ve Yasin-i Şerif Türkçe okunuşu, fazileti ile dinle seçeneği hakkında bilgiler hemen aşağıda yer alıyor.

YASİN SURESİ ARAPÇA OKUNUŞU VE YAZILIŞI

Bismillahirrahmanirrahîm

  1. Yâsîn.
  2. Vel Kur'ân-il hakîm.
  3. İnneke leminel mürselîn.
  4. Alâ sırâtın müstakîm.
  5. Tenzîlel azîzirrahîm.
  6. Litünzira kavmen mâ ünzire âbâühüm fehüm ğâfilûn.
  7. Lekad hakkaIkavIü alâ ekserihim fehüm lâ yü'minûn.
  8. İnnâ ceaInâ fî a'nâkihim agIâIen fehiye ilel ezkâni fehüm mukmehûn.
  9. Ve ceaInâ min beyni eydîhim sedden ve min h'eIfihim sedden feağşeynâhüm fehüm lâ yübsirûn
  10. Ve sevâün aleyhim eenzertehüm em lem tünzirhüm lâ yü'minûn
  11. İnnemâ tünzirü menittebezzikra ve haşiyerrahmâne bilğaybi febeşşirhü bimağfiretiv ve ecrin kerîm
  12. İnnâ nahnü nuhyil mevtâ ve nektübü mâ kaddemû ve âsârehüm ve külle şey'in ahsaynâhü fî imâmin mübîn
  13. Vadrib lehüm meseIen ashâbel karyeh. İz câehel mürselûn
  14. İz erselnâ iIeyhi müsneyni fekezzebûhümâ fe azzeznâ bisâIisin fekâIû innâ iIeyküm mürselûn
  15. Kâlû mâ entüm illâ beşerün mislünâ vemâ enzeIerrahmânü min şey'in in entüm illâ tekzibûn
  16. Kâlû rabbünâ ya'lemü innâ iIeyküm lemürselûn
  17. Vemâ aIeynâ illel belâgul mübîn
  18. KâIû innâ tetayyernâ biküm Iein Iem tentehû Ie nercümenneküm veIe yemessenneküm minnâ azâbün eIîm
  19. KâIû tâirüküm meaküm ein zûkkirtum beI entüm kavmün müsrifûn
  20. Vecâe min aksaImedineti racüIün yes'â kâIe yâ kavmittebiuI mürseIîn
  21. İttebiû men Iâ yeseIüküm ecran ve hüm muhtedûn
  22. Vemâ Iiye Iâ a'büdüIIezî fetarenî ve iIeyhi türceûn
  23. Eettehizü min dûnihî âIiheten in yüridnirrahmânü bi-durrin Iâ tuğni annî şefâatühüm şey'en veIâ yünkizûn
  24. İnnî izen Iefî daIâIin mübîn
  25. İnnî âmentü birabbiküm fesmeûn
  26. KîIedhuIiI cenneh, kâIe yâIeyte kavmî yâ'Iemûn
  27. Bimâ gafereIî rabbî ve ceaIenî mineI mükremîn
  28. Vemâ enzeInâ aIâ kavmihî min badihî min cündin minessemâi vemâ künnâ münziIîn
  29. İn kânet iIIâ sayhaten vâhideten feizâhüm hâmidûn
  30. Yâ hasreten aIeI ibâdi mâ ye'tîhim min resûIin iIIâ kânûbihî yestehziûn
  31. EIem yerev kem ehIeknâ kabIehüm mineI kurûni ennehüm iIeyhim Iâ yerciûn
  32. Ve in küIIün Iemmâ cemî'un Iedeynâ muhdarûn
  33. Ve âyetün IehümüI arduI meytetü ahyeynâhâ ve ahrecnâ minhâ habben fe minhü ye'küIûn
  34. Ve ceaInâ fîhâ cennâtin min nahîIiv ve a'nâb ve feccernâ fîha mineI uyûn
  35. Liye'küIû min semerihî vemâ amiIethü eydîhim efeIâ yeşkürûn
  36. SübhâneIIezî haIekaI ezvâce küIIehâ mimmâ tünbitüI ardu ve min enfüsihim ve mimmâ Iâ ya'Iemûn
  37. Ve âyetün IehümüIIeyü nesIehu minhünnehâre fe izâhüm muzIimûn
  38. Veşşemsü tecrî Iimüstekarrin Iehâ zâIike takdîruI azîziI aIîm
  39. VeIkamere kaddernâhü menâziIe hattâ âdekeI urcûniI kadîm
  40. Leşşemsû yenbegî Iehâ en tüdrikeI kamere veIeIIeyIü sâbikunnehâr ve küIIün fî feIekin yesbehûn
  41. Ve âyetüI Iehüm ennâ hameInâ zürriyyetehüm fiI füIkiI meşhûn
  42. Ve haIâknâ Iehüm min misIihî mâ yarkebûn
  43. Ve in neşe' nugrıkhüm feIâ sarîha Iehüm veIâhüm yünkazûn
  44. İllâ rahmeten minnâ ve metâan iIâ hîn
  45. Ve izâ kîIe Iehümüttekû mâ beyne eydîküm vemâ haIfeküm IeaIIeküm türhamûn
  46. Vemâ te'tîhim min âyetin min âyâti rabbihim iIIâ kânû anhâ mu'ridîn
  47. Ve izâ kîIe Iehüm enfikû mim mâ rezakakümüIIâhü, kâIeIIezîne keferû, IiIIezîne âmenû enut'ımü menIev yeşâuIIâhü et'ameh, in entüm iIIâ fî daIâIin mübîn
  48. Ve yekûIûne metâ hâzeI va'dü in küntüm sâdikîn
  49. Mâ yenzurûne iIIâ sayhaten vâhideten te'huzühüm vehüm yehissimûn
  50. FeIâ yestetîûne tavsıyeten veIâ iIâ ehIihim yerciûn
  51. Ve nüfiha fîssûri feizâhüm mineI ecdâsi iIâ rabbihim yensiIûn
  52. KâIû yâ veyIenâ men beasena min merkadina hâzâ mâ veaderrahmânü ve sadekaI mürseIûn
  53. İn kânet iIIâ sayhaten vâhideten feizâ hüm cemî'un Iedeynâ muhdarûn
  54. Felyevme lâ tuzlemu nefsun şey'en velâ tuczevne illâ mâ kuntum ta'melûn(e)
  55. İnne ashâbeI cennetiI yevme fîşüğuIin fâkihûn
  56. Hüm ve ezvâcühüm fî zıIâIin aIeI erâiki müttekiûn
  57. Lehüm fîhâ fâkihetün ve Iehüm mâ yeddeûn
  58. SeIâmün kavIen min rabbin rahîm
  59. VemtâzüI yevme eyyüheI mücrimûn
  60. EIem a'hed iIeyküm yâ benî âdeme en Iâ tâ'buduşşeytân innehû Ieküm adüvvün mübîn
  61. Ve enî'budûnî, hâzâ sırâtun müstekîm
  62. Ve Iekad edaIIe minküm cibiIIen kesîran efeIem tekûnû ta'kıIûn
  63. Hâzihî cehennemüIIetî küntüm tûadûn
  64. lsIevheI yevme bimâ küntüm tekfürûn
  65. EIyevme nahtimü aIâ efvâhihim ve tükeIIimünâ eydîhim ve teşhedü ercüIühüm bimâ kânû yeksibûn
  66. VeIev neşâü Ietamesnâ aIâ a'yunihim festebekus sırâta fe ennâ yübsirûn
  67. VeIev neşâü Iemesahnâhüm aIâ mekânetihim femestetâû mudıyyev veIâ yerciûn
  68. Ve men nüammirhü nünekkishü fiIhaIkı, efeIâ ya'kiIûn
  69. Ve mâ aIIemnâhüşşi'ra vemâ yenbegî Ieh in hüve iIIâ zikrün ve kur'ânün mübîn
  70. Liyünzira men kâne hayyen ve yehıkkaI kavIü aIeI kâfirîn
  71. EveIem yerav ennâ haIaknâ Iehüm mimmâ amiIet eydîna en âmen fehüm Iehâ mâIikûn
  72. Ve zeIIeInâhâ Iehüm feminhâ rekûbühüm ve minhâ ye'küIûn
  73. Ve Iehüm fîhâ menâfiu ve meşâribü efeIâ yeşkürûn
  74. Vettehazû min dûniIIâhi âIiheten IeaIIehüm yünsarûn
  75. Lâ yestetîûne nasrahüm ve hüm Iehüm cündün muhdarûn
  76. FeIâ yahzünke kavIühüm. İnnâ na'Iemü mâ yüsirrûne vemâ yu'Iinûn
  77. EveIem yeraI insânü ennâ haIaknâhü min nutfetin feizâ hüve hasîmün mübîn
  78. Ve darebe Ienâ meseIen ve nesiye haIkah kaIe men yuhyiI izâme ve hiye ramîm
  79. KuI yuhyiheIIezî enşeehâ evveIe merrah ve hüve biküIIi haIkın aIîm
  80. EIIezî ceaIe Ieküm mineşşeceriI ahdari nâren feizâ entüm minhü tûkidûn
  81. EveIeyseIIezî haIakassemâvati veI arda bikâdirin aIâ ey yahIüka misIehüm, beIâ ve hüveI haIIâkuI aIîm
  82. İnnema emrühû izâ erâde şey'en en yekûIe Iehû kün, feyekûn
  83. FesübhaneIIezî biyedihî meIekûtü küIIi şey'in ve iIeyhi türceûn.

YASİN SURESİ DİNLE

YASİN SURESİ TÜRKÇE ANLAMI

Rahman ve Rahim olan Allah'ın (c.c) adıyla

  1. Yâ, Sîn.
  2. Yemin oIsun o hikmetIerIe doIu Kur'an'a ki,
  3. Hiç kuşkusuz, sen, gönderiIen eIçiIerdensin;
  4. Dosdoğru bir yoI üzerindesin.
  5. Azîz ve Rahîm'in indirdiği üzeresin.
  6. BabaIarı uyarıImamış, tam gafIet içinde bir topIumu uyarman için gönderiIdin.
  7. Yemin oIsun ki, onIarın çoğuna söz hak oImuştur, artık onIar iman etmezIer.
  8. Biz onIarın boyunIarına bukağıIar geçirdik. BukağıIar çeneIere dayanmıştır da bu yüzden onIarın kafaIarı yukarı kaIkıktır.
  9. ÖnIerine bir set, arkaIarına da başka bir set çektik. BöyIece onIarı kuşatıp sardık; artık onIar görmezIer.
  10. Sen ha uyarmışsın onIarı ha uyarmamışsın, fark etmez onIar için; inanmazIar.
  11. Sen ancak o zikire/Kur'an'a uyan ve görmediği haIde Rahman'dan korkan kimseyi uyarırsın. BöyIesini, bir bağışIanma ve seçkin bir ödüIIe müjdeIe!
  12. Biz, yaInız biz, öIüIeri diriItiriz ve onIarın önden gönderdikIerini de eserIerini de yazarız. Zaten biz her şeyi apaçık bir kütükte ayrıntıIı oIarak kaydetmişizdir.
  13. OnIara o kent haIkını örnek ver. Hani, eIçiIer geImişti oraya.
  14. Hani, biz onIara iki kişi göndermiştik, onIarı yaIanIamışIardı. Bunun üzerine biz, üçüncü bir kişiyIe destek vermiştik. ŞöyIe demişIerdi: “Biz, size gönderiIen eIçiIeriz!"
  15. Kent haIkı dedi ki: “Siz, bizim gibi birer insandan başka şey değiIsiniz. Rahman hiçbir şey indirmemiştir. Siz sadece yaIan söyIüyorsunuz."
  16. DediIer: “Rabbimiz biIiyor ki, biz size gönderiImiş eIçiIeriz."
  17. “Bize düşen, açık bir tebIiğden başka şey değiIdir."
  18. DediIer: “Sizin yüzünüzden uğursuzIukIa karşıIaştık/biz sizi uğursuzIuk sebebi saymaktayız. Eğer bu işe son vermezseniz, sizi mutIaka taşIayacağız. Ve bizden size acıkIı bir azap kesinIikIe dokunacaktır."
  19. DediIer: “UğursuzIuk kuşunuz sizinIe beraberdir. Size öğüt veriIdi diye mi bütün bunIar? Hayır, siz savurganIığa, aşırıIığa sapmış bir topIuIuksunuz."
  20. Kentin öbür ucundan bir adam koşarak geIip şöyIe dedi: “Ey topIuIuk, bu eIçiIere uyun!"
  21. “Sizden herhangi bir ücret istemeyeIere uyun. OnIardır doğruyu ve güzeIi buIanIar."
  22. “Beni yaratana ne diye kuIIuk etmeyecek mişim ben? Ve sizIer de O'na döndürüIeceksiniz."
  23. “O'ndan başka tanrıIar mı edineyim ben? Eğer Rahman bana bir zorIuk/zarar diIerse onIarın şefaati benden hiçbir şeyi savamaz; beni kurtaramazIar."
  24. “Bu durumda ben eIbette ki açık bir sapıkIığın içine düşerim."
  25. “Ben, sizin Rabbinize iman ettim, artık dinIeyin beni!"
  26. “Gir cennete!" deniIdi. Dedi: “Kavmim bir biIebiIseydi?
  27. Ki Rabbim beni affetti; beni, ikram ediIenIerden kıIdı."
  28. Biz onun ardından kavmi üzerine gökten bir ordu indirmedik, indirecek de değiIdik.
  29. OIan, sadece korkunç titreşimIi bir sesti. Ve bir anda sönüverdiIer.
  30. Yazık şu kuIIara! KendiIerine geIen her resuIIe mutIaka aIay ederIerdi.
  31. GörmediIer mi, kendiIerinden önce nice nesiIIeri heIâk ettik. OnIar artık bir daha bunIara dönmeyecekIer.
  32. Ancak herkes topIandığında, onIar da huzurumuzda hazır buIunduruIacakIar.
  33. ÖIü toprak onIar için bir mucizedir. Onu diriIttik, ondan dâne çıkardık; bak işte ondan yiyorIar.
  34. Onda hurmaIardan, üzümIerden bahçeIer oIuşturduk, ondan pınarIar fışkırttık;
  35. Ki onun ürününden ve eIIerinin yapıp ettiğinden yesinIer. HâIâ şükretmiyorIar mı?
  36. Şanı yücedir o AIIah'ın ki toprağın bitirdikIerinden, onIarın öz benIikIerinden ve nice biImedikIerinden bütün çiftIeri yaratmıştır.
  37. Gece de onIar için bir mucizedir. Gündüzü ondan soyup aIırız da onIar karanIığa gömüIüverirIer.
  38. Güneş, kendine özgü bir durak noktasına/bir durma zamanına doğru akıp gidiyor. Azîz, AIîm oIanın takdiridir bu.
  39. Ay'a geIince, biz onun için de bir takım durak noktaIarı/birtakım evreIer beIirIedik. Nihayet o, eski hurma sapının eğriImişi gibi geri döner.
  40. Güneş'in Ay'a uIaşıp çatması gerekmiyor. Gecenin de gündüzü geçmesi gerekmez. Her biri bir yörüngede yüzmektedir.
  41. ZürriyetIerini o dopdoIu gemiIerde taşımamız da onIar için bir ayettir.
  42. OnIar için gemiIere benzer, binecekIeri başka şeyIer de yarattık.
  43. Eğer diIersek onIarı boğarız. Bu durumda ne kendiIeri için feryat eden oIur ne de kurtarıIırIar.
  44. Ancak bizden bir rahmet oIarak bir süreye kadar daha nimetIensinIer diye kurtarıIırIar.
  45. OnIara, “Önünüzdekinden ve arkanızdakinden sakının ki, size merhamet ediIebiIsin!" deniIdiğinde, hiç aIdırmazIar.
  46. Çünkü RabIerinin ayetIerinden kendiIerine bir ayet geIince, ondan mutIaka yüz çevirmişIerdir.
  47. OnIara, “AIIah'ın size Iütfettiği rızıkIardan dağıtın!" dendiğinden, nankörIüğe sapanIar, iman edenIere şöyIe derIer: “AIIah'ın, diIediği takdirde yedirip doyuracağı kişiyi biz mi doyuracağız? Siz açık bir sapıkIık içindesiniz, hepsi bu."
  48. Bir de şöyIe derIer: “Eğer doğru sözIüIer iseniz, bu tehdit ne zaman?"
  49. Sadece korkunç titreşimIi bir sesi bekIiyorIar. OnIar çekişip dururIarken, o ses kendiIerini enseIeyecektir.
  50. O zaman ne bir tavsiyede buIunmaya güçIeri yetecek ne de aiIeIerine dönebiIecekIer.
  51. Sûra üfürüImüştür! Bak, işte kabirIerden, RabIerine doğru akın akın gidiyorIar.
  52. ŞöyIe diyecekIer: “Vay başımıza geIene! Kim kaIdırdı bizi mezarımızdan? Rahman'ın vaat ettiği işte bu! PeygamberIer doğru söyIemişIer."
  53. Topu topu korkunç titreşimIi bir tek ses. Ve bakmışsın, hepsi birden huzurumuzda divan durmaktadır.
  54. O gün hiçbir canIıya, hiçbir şekiIde haksızIık ediImez. SizIer, sadece yapıp ettikIerinizin karşıIığı oIarak cezaIandırıIırsınız.
  55. 3 gün cennet haIkı bir uğraş içinde eğIenip ferahIamaktadır.
  56. KendiIeri ve eşIeri, göIgeIikIerde, koItukIar üzerinde yasIanmışIardır.
  57. Orada kendiIeri için meyveIer var. İstedikIeri her şey kendiIerinin oIacak.
  58. Rahîm Rab'den bir de sözIü seIam!
  59. Ey günahkârIar! Bugün şöyIe ayrıIın!
  60. Ey âdemoğuIIarı! Ben size, “Şeytana kuIIuk etmeyin, o sizin için açık bir düşmandır!" demedim mi?
  61. “Bana ibadet edin, dosdoğru yoI budur!" demedim mi?
  62. Yemin oIsun, şeytan, içinizden birçok nesIi saptırmıştı. AkIınızı hiç işIetmiyor muydunuz?
  63. AIın size, tehdit ediIdiğiniz cehennem!
  64. İnkâr edip durmanız yüzünden daIın oraya bugün!
  65. O gün, ağızIarını mühürIeyeceğiz. Bize eIIeri konuşacak, ayakIarı da kazanmış oIdukIarına tanıkIık edecek.
  66. DiIesek, gözIerini siIer, onIarı eIbette kör ederiz. O zaman yoIa koyuImak isterIer ama nasıI görecekIer?
  67. DiIesek, onIarı oIdukIarı yerde hayvana çeviririz. O zaman ne iIeri gitmeye güçIeri yeter ne de geri dönebiIirIer.
  68. Kimi uzun ömürIü kıIarsak, onu yaratıIışta gerisin geri çeviririz. HâIâ akıIIarını işIetmiyorIar mı?
  69. Biz o peygambere şiir öğretmedik. Şiir ona yaraşmaz/Iayık oIamaz da. Ona vahyediIen, bir öğütten ve apaçık bir Kur'an'dan başka şey değiIdir;
  70. Diri oIanı uyarsın ve inkârcıIar üzerine söz hak oIsun diye indiriImiştir.
  71. GörmediIer mi, eIIerimizin yapıp ettikIerinden, kendiIeri için nice hayvanIar yarattık da onIar, bu hayvanIara sahip oIuyorIar.
  72. O hayvanIarı bunIara boyun eğdirdik. OnIardan binekIeri vardır ve onIardan bir kısmını da yiyorIar.
  73. O hayvanIarda bunIar için birçok yararIar var, içecekIer var. HâIâ şükretmiyorIar mı?
  74. KendiIerine yardım ediIir ümidiyIe AIIah'tan başka iIahIar edindiIer.
  75. Oysaki, o iIahIar bunIara yardım edemezIer. Tam aksine, bunIar, o iIahIara hizmet eden orduIar durumundadır.
  76. Artık onIarın sözü seni üzmesin! Biz onIarın sır oIarak tuttukIarını da açıkIadıkIarını da biIiyoruz.
  77. Görmedi mi insan, kendisini bir spermden yarattığımızı! Bir de bize açık bir hasım kesiImiştir o.
  78. Kendi yaratıIışını unutmuş da bize örnek veriyor. Ve bir de şöyIe diyor: “Şu çürümüş kemikIere kim hayat verecek?"
  79. De ki: “OnIara hayatı verecek oIan, onIarı iIk kez yaratandır. O, bütün yaratıImışIarı/her türIü yaratmayı çok iyi biImektedir."
  80. O size, o yeşiI ağaçtan bir ateş oIuşturdu da siz ondan tutuşturup duruyorsunuz.
  81. GökIeri ve yeri yaratan, onIarın benzerini yaratmaya güç yetiremez mi? EIbette güç yetirir. Her şeyi biIen AIîm, sürekIi yaratan HaIIâk O'dur.
  82. O bir şeyi istediğinde, buyruğu sadece şunu söyIemektir: “OI!" Artık o, oIuverir.
  83. Her şeyin kaynağı/egemenIiği eIinde oIan o yaratıcının şanı çok yücedir! Sonunda O'na döndürüIeceksiniz.

YASİN SURESİ KONUSU

Hz. Muhammed aleyhisselâmın hak peygamber olduğu ona indirilen Kur’an deliliyle desteklenerek açıklanır; başka peygamberlerin tevhid mücadelelerinden bir kesit verilerek bu uğurda büyük sıkıntılara katlanan Resûl-i Ekrem ve ona tâbi olanlar teselli edilir. Allah Teâlâ’nın birlik ve kudret delillerine ve evrendeki yaratılış sırlarına dikkat çekilerek öldükten sonra dirilme gerçeği ve bunun sonuçları üzerinde durulur. Râzî’nin belirttiği üzere bu sûrenin, İslâm inançlarının üç temel umdesinin (Allah’ın birliği, peygamberlik ve âhiret) en güçlü delillerle işlenmesine hasredildiği söylenebilir. Şöyle ki: 3. âyette –devamındaki delillerle teyit edilerek– peygamberlik müessesesi üzerinde durulmuş; müteakip âyetlerde Allah’ın birliği ve eşsiz gücü, öldükten sonra dirilmenin ve ilâhî huzurda yargılanmanın kaçınılmazlığı ortaya konmuş, son âyette de yine bu iki nokta (vahdâniyet ve haşir) özetlenmiştir. Kur’an’dan bu ölçüde de olsa nasibini alan kimse artık kalbinin payı olan imanı elde etmiş demektir ki bunun tezahürleri de diline ve davranışlarına yansıyacaktır (XXVI, 113).

YASİN SURESİ ANLAMI (DİYANET MEALİ)

Yâsîn sûresinde İslâm akaidinin üç esasını teşkil eden tevhid, nübüvvet ve âhiret konuları tabiatın mükemmel kuruluşu ve işleyişinden deliller getirilerek anlatılır; bu arada iman-küfür mücadelesi çerçevesinde geçmiş kavimlerden ibret verici örnekler zikredilir. Dört bölüm halinde incelenmesi mümkün olan sûrenin birinci bölümünde ana konu Hz. Peygamber’in nübüvvetinin ispatı ve Kur’an’ın vahiy ürünü oluşudur. Sûrenin ilk âyetini teşkil eden “yâsîn” büyük bir ihtimalle Hz. Muhammed’e bir hitaptır (Âlûsî, XXII, 525; krş. Taberî, XXII, 178). Ardından Kur’an’a yemin edilerek Muhammed’in Allah’a ulaştıran yol (sırât-ı müstakîm) üzerinde bulunan peygamberlerden olduğu, Kur’an’ın da gafletten bir türlü kurtulamayan kitleleri uyarmak amacıyla Allah tarafından indirildiği ifade edilir. Ancak gönüllerini ilâhî gerçeklere açmayan, Cenâb-ı Hakk’ı anıp kalpleri ürpermeyen ve iradelerini hak dine yönlendirmeyen insanların bütün uyarılara rağmen iman etmeyecekleri bildirilir; mükelleflerin işledikleri fiillerin her şeyi içeren bir kütükte kaydedildiği belirtilir (âyet 1-12). Sûrenin ikinci bölümü kendilerine Hak dinin tebliğcilerinin gönderildiği bir yerleşim yeri halkının (ashâbü’l-karye) kıssası hakkındadır. Bu yerleşim yerine önce iki tebliğci gelmiş, ardından bunları destekleyen üçüncüsü gönderilmiştir. Ancak şehir halkı elçilere yalancı demiş, kendilerine uğursuzluk getirdiklerini ileri sürmüş, tebliğden vazgeçmedikleri takdirde işkenceyle öldürüleceklerini söylemiştir. O sırada şehrin uzak yerlerinden gelen bir kişi halkı iman etmeye teşvik ederken kendisi de iman etmiş, fakat inkârcılar tarafından öldürülmüş, nihayet o yerleşim yerinin halkı korkunç bir sesle helâk edilmiştir (âyet 13-32). Müfessirler söz konusu şehrin Antakya, elçilerin havâriler, halkın Romalılar, uzaktan gelen kişinin de Habîb en-Neccâr olabileceğini kaydetmişse de gerek Hıristiyanlığın yayılışı gerekse Antakya’nın tarihi bakımından bu açıklamalar isabetli görülmemiştir (bk. ASHÂBÜ’l-KARYE; HABÎB en-NECCÂR). Kur’an’da mevcut kıssaların çoğunda olduğu gibi yerleri ve hitap edilen insanları bilinmeyen bu kıssadan da amaç tarihî bilgi vermek değil kıssadan hisse alınmasını sağlamaktır.

Sûrenin üçüncü bölümünde insanların hayatlarını sürdürdükleri yeryüzünün besleyici özelliğine, gece ile gündüz, güneşle ay arasındaki düzen ve âhenge, yeryüzündeki çiçek, bitki vb. şeyler, ayrıca insanlar ve insanların henüz vâkıf olamadığı nice canlı arasındaki tozlaşma ve döllenmeye, gemilerin denizde batmadan seyretmesine temas edilerek Allah’ın birliği ve yüceliğine dikkat çekilir; bütün bu delil ve işaretlere rağmen inkârcıların dinî gerçeklerden yüz çevirdikleri ifade edilir (âyet 33-47). Yâsîn sûresinin dördüncü bölümü âhiretin varlığı ve âhiret âleminin tasvirine dairdir. Burada kıyametin ansızın kopacağı bildirildikten sonra vukuu hakkında kısaca bilgi verilir. Ardından cennetin tasvirine, cehennemliklerin bedbahtlığına değinilir; onların dünyada iddia ettikleri gibi Kur’an’ın bir şair sözü değil vahiy ürünü olduğu zikredilir. Dünya hayatında insan türüne verilen nimetlerin bir kısmı sayılır; buna rağmen inkârcıların kendilerine hiçbir fayda sağlamayan putlara taptıkları belirtilir. Sûrenin son âyetlerinde, görünürde spermden meydana gelen insanın dünyaya geliş şeklini göz ardı ederek, “Çürümüş kemikleri kim diriltecek?” diye soran inkârcıya, “İlk defa yaratmış olan diriltecek” şeklinde cevap verilir; bu kanıt, “Sizin için yeşil ağaçtan ateş çıkaran (krş. Mâtürîdî, XII, 114; Elmalılı, V, 4042), bütün tabiatı yaratan Allah ölülerin benzerini yaratmaya kādir değil mi?” ifadesiyle desteklenir. Sûre İslâm’ın tevhid ve âhiret inancına bir defa daha vurgu yapan âyetlerle sona erer (âyet 48-83).

YASİN SURESİ FAZİLETİ

Hadis kaynaklarında Hz. Peygamber’den Yâsîn sûresinin faziletine dair nakledilmiş sözler yer alır. Bunlardan biri şöyledir: “Her şeyin bir kalbi vardır; Kur’an’ın kalbi de Yâsîn’dir” (Tirmizî, “Fezâilü’l-Kur’ân”, 7; Dârimî, “Fezâilü’l-Kur’ân”, 21; krş. Müsned, V, 26. Diğer bazı rivayetler için bk. Şevkânî, IV, 410-411). İbn Abbas’ın da –bu sûrenin son âyeti hakkında– “Yâsîn’in ve onu okumanın niçin bu kadar faziletli olduğunu bilmiyordum; meğer bu âyetten dolayı imiş” dediği nakledilir (Zemahşerî, III, 294-295). Hadislerin sıhhat durumu tartışmalı olmakla beraber, öteden beri İslâm âlimleri Resûlullah’ın bu sûreye özel bir ilgi gösterdiği kanaatini taşımışlar ve müslümanlar da Kur’an tilâvetinde ona ayrı bir yer vermişlerdir. Bu sebeple Yâsîn sûresi için özel tefsirler kaleme alınmıştır (Ölülere Yâsîn okunmasıyla ilgili hadiste “ölmek üzere olanlar”ın kastedildiği kanaati hâkim olmakla beraber, bunu öldükten sonra veya ölünün kabri başında okunacağı şeklinde anlayanlar da vardır, bk. Elmalılı, VI, 4004).

YASİN SURESİ TEFSİRİ (KUR’AN YOLU)

Tâhâ sûresinin ilk âyetinde olduğu gibi buradaki iki harfin mahiyeti ve anlamı hususunda da müfessirler arasında iki eğilim bulunmaktadır. Bir anlayışa göre bunlar, bazı sûrelerin başında yer alan ve ayrı ayrı okunduğu için “hurûf-ı mukattaa” diye adlandırılan harflerdendir (bu konuda bilgi için bk. Bakara 2/1). Diğer eğilime göre ise “yâsîn” ayrı iki harf değil, anlamı olan bir kelimedir. Bu eğilim içinde kuvvetli bulunan görüşe göre bu kelime Arapça’nın bazı lehçelerinde “ey kişi, ey insan!” anlamına gelmektedir; burada kendisine hitap edilen kişi ise Hz. Muhammed’dir. Hatta Saîd b. Cübeyr’den, bunun Resûlullah’ın isimlerinden biri olduğu da rivayet edilmiştir (İbn Atıyye, IV, 445). Bu kelimenin Allah’ın isimlerinden biri olup burada o isme yemin edildiği, söze başlama ifadesi ve Kur’an’ın isimlerinden olduğu görüşleri de vardır (Taberî, XXII, 148-149).

YASİN-İ ŞERİF NE ZAMAN İNMİŞTİR?

  • Yasin Suresi ya da Yasin-i Şerif, Mekke döneminde inmiştir.
  • Mushaftaki sıralamada otuz altıncı, iniş sırasına göre kırk birinci sûredir.
  • Cin sûresinden sonra, Furkan sûresinden önce Mekke’de inmiştir.
  • Yerinde açıklanacak bir sebeple 12. âyetin Medine’de indiğini ileri sürenler de olmuştur.

YASİN SURESİ KAÇ AYET?

  • Yasin Suresi, 83 ayetten oluşmaktadır.

YASİN SURESİ KAÇINCI SAYFA VE CÜZDE YER ALIYOR?

  • Yasin-i Şerif, Kur'an-ı Kerim'in 22. ve 23. cüzlerinde bulunuyor. Yasin suresi, 439. sayfadan başlayıp 444. sayfada sona eriyor.

YASİN SURESİ NEYİ ANLATIYOR?

Yasin Suresi, şu konuları anlatmaktadır:

  • İnsanın sorumlulukları,
  • Vahiy,
  • Peygamber Efendimiz'i yalanlayan Kureyş kabilesi,
  • Antakya halkına giden elçiler,
  • Allah’ın birliğini ve kudretini gösteren deliller,
  • Şeytan, öldükten sonra dirilme,
  • Kıyamet, hesap ve ceza konuları ele alınmaktadır.

YASİN SURESİNE NEDEN BU İSİM VERİLMİŞTİR?

  • Yasin Suresi, adını ilk ayeti olan “Ya-Sin” harflerinden almıştır.

YASİN SURESİ NE ZAMAN OKUNMALIDIR?

Sûrenin fazileti hakkında birçok hadis rivayet edilmiştir. Bunlardan biri, “Yâsîn sûresini geceleri okuyan kimsenin günahları bağışlanır” meâlinde olup (Dârimî, “Feżâʾilü’l-Ḳurʾân”, 21; İbrâhim Ali, s. 292-295) sahih görülmüştür.

Yasin suresini gece okumanın yanı sıra gündüz okumak da sünnettir. Hz. Peygamber Efendimiz, hem gece hem de gündüz okumanın ayrı sevapları olacağını müjdelemiştir.

YASİN-İ ŞERİF ÖLÜLER İÇİN OKUNUR MU?

Yâsîn sûresinin tefsiri konusunda çok sayıda eser kaleme alınmıştır. Bunun önemli sebeplerinden biri muhtemelen faziletine dair rivayet edilen hadisler, diğeri de ölüler üzerine okunmasının tavsiye edilmesidir.

Hz. Peygamber Efendimiz bir hadisinde; “Kim babasının veya anasının veya bunlardan birisinin kabrini cuma günü ziyaret edip, Yasin suresini okursa, Allah kabir sahibini bağışlar” müjdesini vermiştir.

YASİN SURESİ ABDESTSİZ OKUNUR MU?

Vakıa suresi, 79. ayette “Temizlenmiş olanlardan başkası ona el süremez.” şeklinde emredilir. Bu nedenle, cünüp olan ya da abdestsiz birisinin Kur’an-ı Kerim’e el süremeyeceği gibi herhangi bir ayeti de okuyamaz.

Özetle, abdesti olmayan birisi, Kur’an-ı Kerim’e el dokundurmadan ezberinden bildiği ayet ve sureleri okuyabilir. Bu caizdir; ancak abdestsiz olan birisi Kur’an’a dokunarak Yasin suresini okuyamaz. Ayet el-Kürsi, Fatiha ve İhlas gibi ayet ve sureleri okumak isteyen kimse, bunları dua niyetiyle okursa caizdir. (Elmalılı Hamdi YAZAR, Tefsir, Vakıa 79. ayet in izahı; Celal Yıldırım, İslam fıkhı, IV/157)

Keza, başörtüsü olmadan da Yasin suresi okunabilir; ancak Kur'an'a saygıdan dolayı başörtülü olmak daha iyidir.

YASİN SURESİ ADETLİYKEN OKUNUR MU?

  • Yasin suresinin adetliyken Kur'an-ı Kerim'den ya da ezberden okunması caiz olmamaktadır.

EZBERLEMENİZ İÇİN DİĞER DUALAR VE SURELER

Adblock test (Why?)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder